Ülkelerin altyapı yatırımları da iç gereksinimlerle birlikte, global projelere eklemlenecek şekilde kurgulanıyor. Üretim ve ticaretin yanı sıra taşımacılığı ve lojistik süreçleri yönlendiren uluslararası anlaşmalar da bu kapsamda imzalanıyor.
Söz konusu olan üretim süreçleri-teknolojileri, uluslararası ticaret ve taşıma olunca, oyun kurucu durumundaki Batı’dan kopan, tu kaka oluyor. Fakat son yıllarda batı cephesinde de işler karışık.
Körfez ve diğer Arap ülkelerinin emeklilik fonlarında yatan paralarını mortgage krizi ile eriten ABD’nin, finans ve enerji sistemlerindeki etkinliğiyle parayı Londra’ya çeken İngiltere ve AB ülkelerinin, tüm dünyaya çerini çöpünü satan, askeri ürünler de vermeye başlayan Çin’in bundan sonra ne yapacağı merak konusu.
Rusya’nın Gürcistan ve Ukrayna adımları, ABD’nin Ukrayna’nın madenlerini, Danimarka’nın Grönland Adası’nı ve Kanada’nın tamamını istemesi, Çin’in Tayvan’dan talepleri, aynı başlık altında toplanabilir; güç, para ve egemenliği artırma arzusu…
Geçmişte iktidar için güç, güç için para, para için çapul, talan ve fetihler meşru kabul edilirdi. Günümüzde para kazanmanın yolu üretmek, ürettiğini satmak, sattığını taşımaktan geçiyor. Yollar, köprüler, araçlar bu doğrultuda yapılanıyor, anlaşmalar, anlaşmazlıklar ve savaşlar hep de buradan çıkıyor. Kişiler, kuruluşlar ve devletler hatta devlet üstü yapılar, anlaşma ve anlaşmazlıklarda güç kullanabiliyor. Daha iyisini yapmak isteyenler ise lojistik alanında olduğu gibi projeler geliştiriyor.
Denizleri kontrol eden ABD’ye karşı Çin’in denize ek olarak kara ve demiryolu ağırlıklı Kuşak ve Yol projesi, ABD’nin buna karşı Hindistan’dan çıkıp İsrail’den denize oradan AB’ye giden Hindistan-Ortadoğu Ekonomik Koridoru (IMEC) projesi buna örnektir. Önce projeler geliştirilip hayata geçirmeye çalışılmaktadır. İstenilen sonuç elde edilemediği durumda, güç kullanımı yoluna da gidilebilmektedir.
Türkiye’nin Kuru Kanal Projesi de başarı ile gerçekleşip gerçekleşmeyeceği tartışmalı, dev bütçeli ve çok taraflı, çok uluslu projelere bir karşı çıkış değil. Aksine, daha gerçekleşebilir, sorun giderici, inandırıcı, etkili bir kullanım potansiyeline sahip olup, diğer dev projelere eklemlenmesi de mümkün olan bir proje.
Hedefi olan çalışmalı, daha çok iş yapmalı. Yalnızca kendisine değil, çevresine de yarar üretecek projeler geliştirmeli ki hedefine ulaşabilsin.
İlker ALTUN
ilker@aysberg.com
Kargohaber Dergisi (Sayı:319)