Geçmişte işleyen demiryolunun önemli bir kısmı bilinçli şekilde tahrip edilmiş de olsa, yıllardır açılması hayal edilen, Nahcıvan’ı Azerbaycan’a, Türkiye’yi de Orta Asya’ya bağlayacak bu yol, kontrol altına alınmak isteniyor.
Türkiye açısından bu koridor üzerinden Hazar kıyısına ulaşmak, Orta Asya yolunda İran ve/veya Gürcistan’dan kurtulmak olur. Türkiye’nin Hazar geçişinden rahatsız olacak Rusya ve İran’ın söyleyecekleri olacaktır elbette. Azerbaycan yolları Türk plakalı araçlar için dikensiz gül bahçesi olmasa da Gürcistan ve İran yolları karşısında daha kazançlı duruyor.
Orta Asya yollarını Türk taşıtları ve sürücülerine dar eden İran, Orta Asya yolunu kendi kontrolünde tutmak için mevcut sınırı ve Aras koridorunu savunuyor. Gürcistan geçişleri ise başka bir dert. Aktaş sınır kapısı açılmış olsa bile Sarp’ta sınır beklemeleri bazen bir haftayı buluyor.
Zengezur Koridoru ile birlikte Azerbaycan’dan Orta Asya’ya ulaşmak için son engel olarak Hazar geçişi kalıyor. Hazar üzerinden Kazakistan ve Türkmenistan’a iki ayrı gemi seferi var. Bunlar nehir tipi gemiler ve kapasiteleri, teknolojileri yetersiz. Göl muamelesi yapılsa da gelgitler yaşanan deniz karakterine sahip Hazar’da seferler aksıyor. Tarifelere uyulamıyor, gecikmeler yaşanıyor, maliyetler artıyor. Her geçiş 1.400-1.500 dolarlık bir maliyet yaratıyor.
Ermenistan’ı Zengezur’a bir kama gibi sokan Rusya ve sınırı savunan İran, ABD ve İsrail’i burunlarının dibinde buldular.
Bu sorun, çözümü sadece Ermenistan ve Azerbaycan’a bırakılabilecek bir sorun değil. Henüz niyet beyanı düzeyindeki bu anlaşmanın hayata geçmemesi, Rusya ve İran dışında Türkiye’nin de lehinedir. İstediği her adımı atıp mutlaka bir şeyler kopartan ABD’ye, İsrail ve diğer batılı ortaklarına, bu koridorda yerlerinin olmadığı anlatılmalıdır.
Rusya, İran, Ermenistan ve Azerbaycan’a, yıllardır süren bu sorunun hangi yolla olursa olsun çözülmesi gerektiğini bir daha anlatmak için koşullar uygun. Ambargolar altındaki Rusya ve İran, Türkiye ile soluk alabiliyor. Ermenistan ve Azerbaycan da bundan uzak değil. Bu beş ülke bu soruna gerekirse toprak takasına giderek kalıcı bir çözüm getirmeli. Türkiye’nin buna gücü yeter. Başkasına gerek yok. Türkiye, yalnızca kendisine açılan kapılardan geçecek, kapanan kapıların önünde bekletilecek bir ülke değil, olmamalı da… Bu yol Türkiye için olmazsa olmaz bir yoldur.
İlker ALTUN
ilker@aysberg.com
Kargohaber Dergisi (Sayı:321)