• BIST 9277.01
  • Altın 4220.714
  • Dolar 39.1291
  • Euro 44.634
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 12 °C

Sanayi Egemenliğinin Kaybı: Çin Devlet Destekli İthalatla Tasfiye Edilen Bir Sektör

Sanayi Egemenliğinin Kaybı: Çin Devlet Destekli İthalatla Tasfiye Edilen Bir Sektör
KOMSAD Genel Sekreteri ve Sektör Temsilcileri fuar nedeniyle bulundukları İstanbul’da bir araya geldi.

Sektör temsilcilerinin sorunlarını dinleyen dernek genel sekreteri Murat Alişiroğlu sektör sorunlarına değinerek sektörün içindeki çıkmazda adeta kral çıplak dedi. Alişiroğlu ‘nun konuşmalarında öne çıkanları paylaşmak isteriz.

“Çin üretimle büyüyor; biz ithalatla çöküyoruz.”

Türkiye’de sanayi artık üretimle değil, mukavemetle ayakta kalıyor. Bir sanayici için üretmek, artık ekonomik bir eylem değil, ideolojik bir direnç halini aldı. Ve bu direnişin karşısında; düşük kaliteli ama devlet destekli Çin malları, yüksek enflasyon, maliyet krizi, sessiz kalan kamu kurumları ve kırılgan KOBİ yapısı var.

Bu tabloyu sadece “küresel ticaretin sonucu” olarak yorumlamak kolaycılıktır. Gerçek şu ki, Türkiye’de sanayi stratejik korumasız, üretici yalnız, pazar ise kontrolsüz biçimde işgal altında.

komsad-02.jpg

1. TÜRK BASINÇLI HAVA SEKTÖRÜNÜN ANATOMİSİ: KENDİ OKSİJENİNİ ÜRETEN SANAYİ

Basınçlı hava sistemleri; gıda, otomotiv, savunma, sağlık, enerji, tekstil gibi birçok sektörün görünmeyen kalbidir. Türkiye bu alanda hem teknolojik altyapıya hem de insan kaynağına sahiptir. Yerli üreticiler mühendislikten montaja, Ar-Ge’den ihracata kadar her adımda milli sermayeyi kullanarak ilerlemektedir.

Ancak bu yapı bugün ağır saldırı altında. Çin’den gelen ürünler; yalnızca fiyat değil, yapısal avantajlarla desteklenmiş bir stratejik saldırı aracı haline gelmiştir.

2. ÇİN’İN MODELİ: DEVLET DESTEKLİ YAYILMACILIK, PAZAR İŞGALİ

Çin’in hedefi sadece rekabet etmek değil, alanı domine etmektir. Kompresör gibi sektörlerde;

Devlet destekli sübvansiyonlar,

Sıfır faizli ihracat kredileri,

Lojistik ve navlun teşvikleri,

Sahte belge ve sertifikalarla serbest dolaşım,

...gibi yöntemlerle pazarlarda sistematik olarak boşluk yaratılmakta, sonra da bu boşluk doldurulmaktadır.

Bu, sadece ucuz mal satmak değildir. Bu bir ekonomik stratejidir. İşlevsiz bırakılmış rakip sanayilerin, Çin’e bağımlı hale getirilmesidir.

3. TÜRKİYE’DEKİ MANZARA: SESSİZ BÜROKRASİ, YALNIZ SANAYİCİ

Bugün Türkiye’de üretici:

Krediye ulaşamıyor,

Enerji maliyetleri altında eziliyor,

İthal ürünle rekabet edemiyor,

Ve yerli ürününü kendi pazarında savunamıyor.

KOMSAD gibi STK’ların çabaları takdire şayandır ama yetersizdir. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı’nın proaktif değil, pasif gözlemci rolünde kalması, sektörü günden güne eritmektedir. Gümrük denetimleri zayıf, yerli üretimi koruyan regülasyonlar ya yok ya da işletilmiyor.

4. DÖNÜM NOKTASINDAYIZ: ÜRETİMDEN VAZGEÇEN ÜLKE, GELECEĞİNDEN VAZGEÇER

Bugün Çin’den beşte bir fiyatına ithal edilen ürünler, Türk sanayicisinin rasyonel rekabet şansını ortadan kaldırmaktadır. Bu gidişle:

Kalifiye mühendis işsiz kalacak,

Ar-Ge duracak,

Küçük ve orta ölçekli üreticiler kapanacak,

Türkiye, dışa bağımlı bir montaj ülkesine dönüşecektir.

Bu yalnızca kompresör sektörüyle sınırlı bir tehdit değildir. Aynı tablo tekstil, makine, plastik, otomotiv yan sanayi ve beyaz eşyada da yaşanmaktadır.

5. POLİTİKA ÖNERİLERİ: İTHALAT DEĞİL, ÜRETİM DESTEKLENSİN

a) Anti-Damping ve Gümrük Reformu

Çin menşeli ürünlere yönelik acil anti-damping soruşturmaları açılmalı, sahte belge ve standart dışı ürünlere karşı etkili gümrük denetimi sağlanmalıdır.

b) Yerli Üreticiye Özgü Kredi ve Teşvik Paketleri

Düşük faizli uzun vadeli yatırım kredileri,

OSB’lerde enerji ve kira destekleri,

RG ve otomasyon modernizasyon hibeleri,

İhracata dayalı teşvikler artırılmalıdır.

c) Kamu Alımlarında Yerli Önceliği

Savunma sanayi haricinde kalan kamu ihaleleri ve KOBİ destekleri de yerli üretimi öncelemeli; bu husus bir “tavsiye” değil, “zorunluluk” olmalıdır.

d) STK’lara Yasal Yetki ve Temsil Gücü

KOMSAD gibi dernekler, yalnızca sektör temsilcisi değil, kamu politikası ortağı olarak konumlandırılmalıdır. Bu amaçla özel temsil mekanizmaları oluşturulmalıdır.

6. SONUÇ: BU BİR EKONOMİK MÜCADELE DEĞİL, MİLLİ EGEMENLİK MESELESİDİR

Sanayi yalnızca bir üretim biçimi değildir. Sanayi; bağımsızlık, egemenlik ve gelecek demektir. Kompresör gibi stratejik sektörlerin Çin’e teslim edilmesi, sadece üreticinin değil, Türkiye’nin kendi oksijenini dışa bağımlı hale getirmesi anlamına gelir.

Bugün susarsak, yarın üreticinin sesi değil, ülkenin sanayi hafızası silinir.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
MAİL BÜLTENİ ABONELİĞİ
Güvenlik Resmi
Mail adresinizi kaydederek en güncel haberlere kolayca ulaşabilirsiniz
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2025 Kargo Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (+90-212) 217 49 59 (Pbx) Faks : (+90-212) 211 62 77