• BIST 9079.97
  • Altın 2324.29
  • Dolar 32.3631
  • Euro 34.9427
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 13 °C

Pandemi Sonrası Lojistikte Yeni Dönem Dijitalleşme İle Başladı

Pandemi Sonrası Lojistikte Yeni Dönem Dijitalleşme İle Başladı
Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, bireyleri, işletmeleri ve hükümetleri derinden etkiledi.

Bu dönemde sosyal izolasyonun getirdiği olumsuzluklar 2010’lu yıllardan beri odaklanılması önerilen dijital dönüşümün, hayatı kolaylaştırıcı etkisinin görülmesini sağladı. Pandemi süreci, lojistik sektöründe de köklü değişikliklere ve yeniliklere yol açtı.

Kovid-19 salgını, büyük bir sağlık sorunundan öteye geçerek küresel anlamda sosyal ve ekonomik krize neden oldu. Lojistik de Kovid-19 salgınından en fazla etkilenen sektörlerin başında yer aldı. Salgın süreci, lojistik sektörünün ne kadar kritik bir öneme sahip olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Sektör salgından olumsuz etkilense de başta tıbbi malzeme ve ilaçlar olmak üzere, ihtiyaç duyulan ürünlerin nihai tüketiciye ulaştırılması noktasında önemli rol oynadı. Uygulanan kısıtlamalar ile tüketim davranışlarının değiştiği, dijitalleşmenin çok hızlı gelişim gösterdiği ve bu değişime uygun yeni iş modellerinin hayata geçirilmeye başlandığı bu süreçte, lojistik sektörünün tüm paydaşları esnek çözümler üretmeye çalışarak hizmet vermeye başladı.

Çeşitli istatistikler, birçok sektör için olduğu gibi lojistik sektörü için de koronavirüs sürecinin olumsuz etki ettiğini ifade ediyor. Ocak ayından itibaren hem kara hem deniz hem de demiryolları taşımacılığında sektörün covid sürecinden etkilendiğini belirtmek mümkün. Örneğin Asya-Avrupa ticaret alanındaki gemilerin neredeyse yarısı, 2020 yılının ocak ayının sonundan mart başına kadar geçen süreçte faaliyetlerini iptal etti. Üstelik bu bahsedilen süreç, salgının küresel alanda bir pandemi olarak ilan edilmesinin öncesini kapsıyor. Salgının etkilerinin bütün dünyaya yayılımıyla birlikte gemi lojistik sektörünün yaşadığı etkilerin daha da derinleştiğini ifade edilebilir.

Pandemi sürecinde demir yolu taşımacılığının hizmet ettiği alanlarda da faaliyetler yavaşladı ve bu da yük taşımacılığı sektörünün sekteye uğramasına neden oldu. Yine de salgının etkilerinin devam ettiği şu günlerde demiryolu taşımacılığı, diğer taşıma türlerine oranla daha iyi bir alternatif olarak öne çıkıyor ve durum da hem ülkelerin hem de uluslararası kuruluşların göz önünde bulundurduğu bir durum. Bu bağlamda Avrupa Birliği ülkelerinin Ulaştırma Bakanları ve Avrupa Komisyonu temsilcileri, demiryolu taşımacılığının daha sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi için çalışmalar yürüttü.

Salgın karayolu taşımacılığını olumsuz etkiledi

Koronavirüs pandemisi, deniz ve demir yollarında olduğu gibi kara yolu taşımacılığı konusunda da derin etkilere yol açtı. Örneğin uluslararası kara yolu taşımacılığı, sınır kontrollerinde salgından kaynaklanan ekstra önlemler nedeniyle yavaşladı ve bundan kaynaklı gecikmeler yaşandı. Bu gecikmeler neticesinde navlun fiyatlarında artış oluştu. Ayrıca bazı ülkeler, kendi yurttaşları arasındaki salgın yoğunluğuna göre zaman zaman sınırlarını kapatmak durumunda kaldığı için bazı ülkeler arasındaki sevkiyat olanakları oldukça kısıtlı bir hale geldi ve bu faktör, karayolu taşımacılığını büyük ölçüde olumsuz etkiledi. Salgının etkileri devam ettiği sürece bu tarz aksaklıkların da devam etmesi öngörülüyor.

Pandemi Sonrası Lojistikte Yeni Dönem Dijitalleşme İle Başladı

Yeni koronavirüs ortaya çıktığı tarihten itibaren ekonomi, ticaret, ulaşım ve lojistik başta olmak üzere birçok alanda etkisini gösterdi. Yeni koronavirüsün ulaştırma ve lojistik sektörlerinde yarattığı etkiyi ekonomi ve ticaretten ayrı değerlendirmemiz olanaksız. Yeni koronavirüs salgını sonucunda aşamalı olarak tüm dünyada ve Türkiye’de yolcu ve yük hareketleri sekteye uğramış ve bundan bütün taşımacılık türleri etkilendi. 2020 yılının başlangıcından bu yana, karayolu yolcu ve yük taşımacılığının etkilerine bakıldığında ülkeler salgın nedeniyle giderek daha fazla ülkeye sınır kapılarını kapatarak taşıma ve seyahate çeşitli kısıtlamalar getirdi. Ayrıca uluslararası sınır giriş-çıkışlarda ek kontroller yapıldığından araç kuyruklarındaki artış sebebiyle taşımada gecikmeler yaşandı. Bu gecikmeler neticesinde navlun fiyatları artış gösterdi. Navlun sevkiyatı pazarının 2019 yılına kıyasla 2020 yılında en kötü yüzde 7,5 oranında küçülmesi bekleniyor. Yeni koronavirüsün etkileri denizyolu taşımacılığında da kendini açık bir şeklide gösteriyor. Asya-Avrupa arasında ticaret yapan gemilerin neredeyse yüzde 50’si 2020 yılının ilk çeyreğinde iptal edildi. Çin’de ortaya çıkan bu salgın sebebiyle Çin’e hammadde getiren gemilerin limanlardan geç ayrılması, yükleri geç tahliye etmesi veya edememesi, Çin’den ithal edilen malların geç gelmesi gibi zorluklar navlunların artış göstermesine sebep oldu.

Salgını ile birlikte küresel pazarda ekonomik birliktelik zayıfladı. Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler yeni koronavirüs salgınının sağlık durumuyla mücadele ederken, neredeyse tüm faaliyetlerin askıya alınmasıyla dünya ekonomisi ve uluslararası ticarette büyük bir daralma meydana geldi.

Salgın etkisini sürdürürken dijital dönüşüm de dalga dalga büyüyor

Covid-19 dünya tarihinde bir çok gelişmeyi ters yüz ederken, dijitalleşme gibi geleceğin trendlerini çok fazla hızlandırdı. Pandemi süresince dijitalleşmeyi sağlayan firmalar önemli bir rekabet üstünlüğü sağlamış durumda. Pek çok alanda yapılan dijitalleşmenin bir ucu mutlaka tedarik zincirine bağlanıyor. Dijital döngünün içerisinde lojistik mutlaka kendisini gösteriyor. Lojistikte dijital dönüşüm içerisinde çok fazla konu başlığı var. Araç takipten, Blokachain’e, RFID’den dronelara, yapay zekadan sanal gerçekliğe kadar yüzlerce gelişmeye açık yenilik var. 2018 yılında lojistik sektöründe dijitalleşmeye ayrılan mali kaynak 55 milyar dolar seviyesindeyken, bu rakamın 2025 yılında 145 milyar doları geçmesi öngörülüyor. Görünen o ki araçlar ve depolar kadar dijitalleşmeye de önemli yatırımlar yapılacak.

E-ticarete yatırım arttı

Perakende firmaları pandemide e-ticarete ağırlık verdiler. Şirketler, fiziksel mağazalarının sayılarını azaltarak e-ticarete daha fazla yatırım yapmak durumunda kaldılar. Düne kadar online alışverişe uzak duran insanlar da artık e-ticaretin ağına dahil oldu. E-ticaretin sıradışı gelişimine, lojistik de ayak uydurmaya çalıştı. Türkiye’de kargo sektörünün yükü 2-3 kat artarken lojistik alt yapının sınıfta kaldığını söyleyebiliriz. Online siparişlerin teslimatında yaşanan aksaklıklar nedeniyle bu dönemde pek çok tüketici, online olarak satın aldığı ürünleri yakınındaki bir mağazadan teslim almayı tercih etti. E-ticaretin geleceği de lojistiğe sıkı sıkıya bağlı. Türkiye’de tüm dünyada olduğu gibi e-ticaret firmaları kendi lojistik ağlarını oluşturma yoluna gidiyorlar.

Lojistikte, dijital dönüşümün teknolojiyle birlikte yol kat edeceği alan nesnelerin interneti. Pandemide insanlar arasında mesafe artarken, makinalar arasında iletişim daha fazla oldu. Evlerde, fabrikalarda, hastanelerde, kamyonlarda ve binlerce başka yerde milyarlarca cihaz bulunuyor. Cihaz kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte, cihazları birbirine bağlayacak ve cihaz verilerini toplayacak, depolayacak ve analiz edecek çözümlere duyduğunuz ihtiyaç da arttı. Özellikle evden çalışmanın yaygınlaştığı pandemide sistemlerini dijital hale getiren ve iletişimi sağlayan firmalar yoluna durmadan devam edebildi. Özellikle ilaç ve gıda gibi hızlı sevkiyat, depolama ve taşıma ihtiyacı olan ürünlerde bundan böyle konvansiyonel çözümlere yer kalmadı.

Yapay zekadan yararlanan şirketler artıyor

Yapay zekadan yararlanarak şirketler, arz ve talep açığını optimize edebilir, karar vermeyi otomatikleştirebilir, depo gereksinimlerini kanalize edebilir, hedef tüketicileri belirleyebilir ve siparişten teslimata tedarik süresinde daha fazla görünürlük sağlayabilir. Örneğin, Arizona’nın DigiTech şirketi Blue Yonder, üreticiler ve perakendeciler için yapay zeka destekli uçtan uca bir dijital gerçekleştirme platformu “Luminate Planning Portfolio”yu başlattı. Otomatikleştirilmiş tedarik zinciri çözümü, şirketlerin tedarik zincirlerini kolaylaştırılmış planlama, görünürlük ve doğaçlama ile tam olarak yönetmelerine olanak tanıyor.

Robotlardan önce, giyilebilir teknoloji

Tedarik zincirlerindeki robotlar, nesnelerin temel aktarımının ötesinde çok çeşitli uygulamalarda Pandemi Sonrası Lojistikte Yeni Dönem Dijitalleşme İle Başladıhayati bir rol oynuyor. Örneğin, Singapur merkezli depo robotları tasarımcısı ve üreticisi GreyOrange, perakende, FMCG ve e-ticaret şirketlerinin dağıtım ağlarını yönetmesini sağlamak için bir robot sıralama sistemi geliştirdi. Pandeminin bir etkisi de sanal gerçeklik, giyilebilir teknolojiler gibi çözümlerin yaygınlaşması oldu. Sanal gerçeklik sayesinde lojistik çalışanlarının eğitimi daha kolay hale geldi. Sanal gerçeklik gözlükleri kullanarak kuryelerin şehrin sokaklarında sürüş deneyimini canlı bir şekilde yaşamaları sağlanıyor. Giyilebilir teknolojiler ise özellikle toplama, paketleme ve sevkiyat gibi lojistik işlemlerde büyük kolaylıklar sağlıyor. Depoda ürün kutularını yerine yerleştiren bir işçi, eline adeta bir eldiven gibi giydiği giyilebilir cihazlarla hem ürünün yerini tespit ederek envantere işleyebiliyor hem de iki elini rahatça kullanarak yerleştirme işlevini hızlandırabiliyor. Robotların lojistik süreçlerinde kullanılmasından önce giyilebilir teknolojiler ara bir çözüm olarak öne çıkıyor.

Dijital ikiz depolar

Dijital ikizler, bir şirketin tedarik zincirlerini ve iş stratejilerini düzene koymak ve yönetmek için kullanılabilen gerçek tedarik zincirinin dijital temsiline olanak tanır. Almanya merkezli küresel lojistik şirketi DHL, fiziksel depodan gerçek zamanlı verileri alan ve optimum depolama çözümlerini belirlemek için performansı sürekli olarak izleyen dijital bir ikiz depo oluşturdu.

Lojistik sektörünün en önemli konusu teknoloji

Lojistiğin en büyük destekçisi ise teknoloji. Örneğin araç takip sistemleri çok gelişti ve entegre edilen mobil araç takip sistemleri sayesinde, filodaki herhangi bir aracın konum ve durum bilgilerini almak sadece birkaç saniye alıyor. Treylerin içindeki nemden tutun da sürücüler arasındaki yakıt tüketimine kadar birçok bilgiyi görmek ve ölçmek mümkün oluyor. Diğer yandan Barkod ve Radyo Frekanslı Tanımlama Sistemleri (RFID) de lojistikçilerin elini güçlendiriyor. Ürünlerin hangi araçla geldiğinden tutun da paketlerin otomatik ayrıştırılmasından, hata oranının sıfıra inmesine kadar bir çok ihtiyaçta söz konusu teknolojiler devreye giriyor.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
MAİL BÜLTENİ ABONELİĞİ
Güvenlik Resmi
Mail adresinizi kaydederek en güncel haberlere kolayca ulaşabilirsiniz
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2023 Kargo Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (+90-212) 217 49 59 (Pbx) Faks : (+90-212) 211 62 77